Dikkat Dikkat!!!

Dikkat… Evettt hem de oldukça dikkat gerektiren konular var şu hayatta! Özel ya da tüzel, ev ya da iş, iç ortamda ya da dış ortamda… Kendinize, sağlığınıza, cüzdanınıza, vicdanınıza, çocuklarınıza, anne-babalarınıza, can dostlarınıza, doğaya, yeşile, çevreye, kısaca sizin için “varlığı paha biçilemez” her ne varsa onlara çoook ama çok dikkat edin!

Zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmeye, dikkatinizi hak edenlere ve değer olaylara vermeye özen gösterin! Benim naçizane önerilerim tüm bunlar 😉 Az sayılamayacak hayat deneyimi ve yaşanmışlığı olan birisi olarak, bu kadarcık da önerim olabilir diye düşünüyorum samimiyetle 😉

Elbette hayat yolculuğu süresince inişler-çıkışlar, güneşli-bulutlu günler, bitmemesi istenen aydınlık günler ve / veya hep karanlık kalacağından endişe edilen dönemler olacak! Olmaması mümkün değil! Zira, hayat tüm bu karşıtların bütünü! Ama asıl önemli olan, bizlerin olanlara, olaylara bakış açımız ve yaklaşımımız…

Geçenlerde okuduğum bir haberi ve dikkatin önemini sizinle de paylaşmak istiyorum! Yaklaşık 4 (dört) yaşlarında bir çocuğu olan anne, evde çocuğuyla birlikteyken, yemek yapmak için mutfağa gidiyor! Çocuğu da o sırada kendi halinde salonda oyun oynuyor! Bir süre sonra, çocuğunun sesi gelmediğini fark eden anne hızla çocuğunu aradığında, gerçekten de tüyler ürperten bir durumla karşılaşıyor!

Salondaki kumaş kuşaklarla bağlanmış perdelerden, kumaş bağını çözüp, boynuna geçirmiş! Hemen yakınındaki koltuğa çıkıp, boynunda kuşak bağlıyken, aşağıya hoplamış ve asılı kalmış! Annenin karşılaştığı ürkütücü manzarayı kafanızda canlandırabiliyor musunuz? Nefesi kesilmiş, mosmor olmuş canının parçası 🙁

Çok şanslıymış ki, tam zamanında çocuğunu kucaklayıp, hastaneye yetiştirebilmiş! Peki ya fark etmeseydi? Peki ya geç kalınsaydı? Düşünmek bile istemeyeceğimiz kadar üzücü bir durumdan kıl payı kurtulunmuş resmen!

Dikkat mi?! Neden???

Böylesi önemli bir olaydan çıkacak kıssadan hisse nedir sizce? Bence, hele ki evde bir çocuğunuz ya da çocuklarınız varsa; ekstra titiz ve özenli olunması gerek! Zira, bunun hiç şakası yok!!! Ne gibi mi?

**Ortalıkta çocuğunuzun hayatını riske atabileceği bağ / ip / halat / kuşak vb şeyler bulunmamalı!

**Makas, bıçak, falçata, iğne gibi delici-kesici hiçbir ekipmanı / cihazı ortalıkta bırakmamalısınız!

**Boncuk, mini yuvarlak pil, pul gibi yutulabilecek büyüklükte hiçbir malzemeyi ortada bırakmayın!

**Son dönemlerde “cici bici” denilen, neredeyse mikroskopik boyuttaki oyuncakları, üzerindeki yaş sınırlamalarını dikkate alarak, verin çocuklarınıza!

**Çocuğunuzu gözünüzün önünden mümkün olduğunca ayırmamalı, ya çocuğu yanınızda götürmeli ya da yapacağınız işinizi çocuğunuzun yanında yapmalısınız!

**Açık cam, kapı, balkon vb bırakmamalısınız! “Yaz günü hava çok sıcak ama, zaten de boyu yetmez ki!” gibi yanlış düşüncelerle kendinizi avutmaya kalkmayın sakın! Zira, “olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz!”

**İlle de açacaksanız, sağlam çelik sineklik tellerle pencerelerinizi daha güvenli hale getirin mutlaka! Tabii güvenlik mandallarını da unutmayın! Olabildiğince camları tam değil, devrik açmaya özen gösterin!

Çocuklarınız ve Kedilerinizin Can Güvenlikleri için!

**Devrik cam dedim ama açıklığına da aman çok dikkat edin! Özellikle de kedinizin ya da kedilerinizin o açıklıktan sığamayacağı şekilde olmasına çok özen gösterin!

**Camlarınıza taktıracağınız sineklikler, mutlaka çelik ve de sabit olarak monte edilmiş olsun! Güvenlik nedeniyle, açılır-kapanır sineklikleri sakın tercih etmeyin! Can dostlarınızın hayatını riske atmayın!!!

Aslında tüm bu önlemlerin hepsi, evde birlikte yaşadığınız kediniz / köpeğiniz varsa benim gibi; onların can güvenliği için de aynen geçerli ve de gerekli!

Çocuklarım için de kedilerim için de, evde can güvenliklerini sağlayabilmek öncelikli amaçlarım arasında… Hele o açık camlardan, balkonlardan düşüp, hayatını kaybeden, sakat kalan canları gördükçe 🙁

Yine farkındalık amaçlı paylaşmak istediğim bir diğer önemli konu da; özellikle de ilk 5 (beş) yıl çocuklarınıza üzüm, erik, badem, leblebi, fıstık gibi yuvarlak şekilli ve çok küçük boyutlu yiyecekleri vermeyin! İlle de vermek istiyorsanız, varsa çekirdeklerini çıkartıp, ikiye bölün! Ayrıca bu tip yiyeceklerden tek tek / tane tane ve mutlaka bir yetişkin gözetiminde yemelerine çok dikkat edin!

Çünkü bu tip yiyecekleri yemeye çalışırken, boğazına takılan ve hayati tehlikeyle karşılaşan bebek ve/veya küçük çocuk örnekleri göz ardı edilemeyecek kadar çok ne yazık ki 🙁

Bu arada “neden çoğunlukla kediler odaklısınız?” diye düşünebilecekler için; çünkü hayat yolculuğumda ev arkadaşlarım hep kediler oldu! Dolayısıyla da onlara ilişkin deneyimlerim ve de önerebileceklerim çok daha fazla 😉

Sözün özü, hayatınıza değer katan her ne ise; tüm dikkatinizi ona yoğunlaştıracağınız, keyifli günlerimiz olsun 🙂