Deprem Öldürmez!..

“Deprem öldürmez, bina öldürür!” Evet ne yazık ki, bu gerçek yine gündemimizin merkezine oturmuş durumda! Bilindiği gibi, 26.09.2019’da merkez üssü Silivri açıkları olan bir deprem yaşandı İstanbul’da! Büyüklüğü oldukça kayda değer… Çünkü, 5.8! Konum olarak depremin merkez üssüne yakın olan Avcılar, Bahçelievler gibi semtlerde, çok daha ciddi boyutta hissedildi doğal olarak 🙁

1999’daki ciddi yıkım yaratan depremler sonrasında, her an olması korkuyla beklenen bir İstanbul depremi var biliyorsunuz! Üstelikte beklenen depremin şiddeti 7.5, 7.7 civarında! Tüm bu veriler nedeniyle, çok daha katmerli bir korku yaşadı İstanbul’da yaşayanlar! Ben de onlara dahilim!

Bilgisayar başında yazılarımdan birini yazıyordum ki; aşağıdan gümbür gümbür bir ses gelmeye başladı önce! Refleks olarak başımı tavana kaldırdığımda, tavandaki lambanın da sallanmakta olduğunu görünce, emin oldum deprem olduğundan! Zira, başlangıçta aşırı yorgunluk ve uykusuzluk nedeniyle başım dönüyor sanmıştım! Bu sanışım, zeminden gelen ciddi gümbürtü ile “yoksa deprem mi?” sorusuyla farklılaştı aniden!

Hasar gören binalar, çatlayan, hatta patlayan kolonlarla birlikte; garip bir hareketlilik başladı! Bir yandan hasar gören binaların denetlenmesi için çağrılan yetkililer… Öte yandan “deprem çantası” hazırlanmasının yeniden önem kazanmasıyla, bu sektörde yaşanan canlanma! Tam da, “madalyonun iki yüzü” durumu!

99 TL den başlayıp, 999 TL’ye kadar değişen geniş bir yelpazede, türlü çeşit deprem çantası var satışta! Gittigidiyor, N11 gibi internet mağazacılık platformlarında yer alan firmalardan tutun da, geleneksel mağazaları olan şirketlere kadar… Bir çok seçenek var…

Ne garip şu hayat değil mi? Birilerinin kaybı ya da zararı; başka birilerinin kazancı olabiliyor!? Nasıl mı? Örneğin, trafik kazalarının arttığı ve araçların hasar gördüğü durumlarda, kazayı yapanlar maddi – manevi zarar ediyor 🙁 Buna karşılık, araç tamircileri, servisler ve sigorta sektörü aynı durumdan yarar sağlayan / kar eden taraf oluyor! İşte madalyonun iki yüzü, tam olarak bu!!!

Deprem ile Birlikte Neler Değişti?!

Deprem, oluşuyla birlikte çoğu insanın, yaşamını yeniden sorgulamasına da neden oldu aynı zamanda! Resmen tetikleyici bir etki yarattı yani! 5.8 büyüklüğündeki bu doğa olayı, yalnızca “artçı” olarak adlandırılan daha küçük büyüklükteki depremleri tetiklemedi. Düşüncelerimizi de tetikledi bence! Tam bir domino etkisi durumu!

Öncelikler, planlananlar, beklentiler, planlananlar hızla yer değiştirdi! “Hayatta kalabilme ve sağlıklı bir yaşam sürebilme” çoğu insanın birinci sırasına yükselmiş durumda!

Oysaki olması gerekenin aksine; büyük bir çoğunluk, çalışmak için yaşamayı seçiyor ya da seçmek zorunda kalıyor! Çünkü hayat, ne yazık ki bunu dayatıyor 🙁 Aslında, kim istemez ki “yaşamak için çalışıyor olmayı”?

Çalışma saatleri dışında da; insanın kendisine, sevdiklerine, yapmak istediklerine… Hatta, hobilerine ve değer verdiği her şeye zaman ayırabilmesi harika olmaz mıydı? Yaşadığını hissettirecek bir ortamda, mesela yeşili ve mavisi bol bir yerde alınacak deriiin bir nefes… Ne kadar da paha biçilemez olurdu aslında… Fikri bile ne güzel hissettiriyor değil mi? Hele bir de uygulanabiliyor olsa bu fikir, muhteşem olmaz mı sizce de?!

Deprem öldürmez peki ama hangi koşulla? Sağlam bir zemine yapılmış, sağlam bir binada olursanız! Ve üstelikte bu tip bir doğa olayında neler yapmanız gerektiğini biliyor ve uyguluyorsanız! Elbette deprem öldürmez!

Ama depremi kabul etmek ve depremle yaşamayı öğrenip, uygulamak olmazsa olmaz şart! Ne için mi? Yaşamak için elbette! Aksi taktirde, bu doğa olayını yok saymak, göz ardı etmek, küçümsemek, önemsememek gibi yaklaşımlar; hayatınızı hiçe saymakla eşdeğer, özellikle de İstanbul’da!

“İnsansı”lar Atakta!!!

Peki, bu son İstanbul depremi sonrası neler mi oluyor? Bazı binalar ağır hasarlı ve tehlikeli statüsünde mühürleniyor! Bu binalarda yaşayanların, apar topar kendilerine kalacak başka bir yer bulması gerekiyor! Eeee peki, bu durumun istenmeyen ama doğal sonucu olarak da; kiralık daire talebi artıyor hızla! Ve ne yazık ki; fırsatı ganimet bilen ev sahipleri kat mertebesinde artırıyor kira bedellerini 🙁

Tabii ki, hasarlı binaların güvenlik nedeniyle mühürlenmesi, boşaltılması olması gereken normal bir sonuç! Ama burada normal olmayan, zaten zor durumda olan insanların bu durumunu görmezden gelen, empati yoksunu, hırs sahibi insansılar 🙁

Çok düz bir mantıkla bile, zaten olanağı ve parası olan insanların oturduğu evler; çoğunlukla çok sağlam! Peki ya, parası ve imkanı olmadığı için, çok daha “ucuz” binalarda, deyim yerindeyse “kelle koltukta” yaşayan insanlar?! Onların zaten zor olan durumunu daha da zora sokup, insafsızca, vicdansızca ve hatta acımasızca bundan kar elde etmeye çalışmak.. Bu nasıl bir anlayış(sızlık)tır?

Benim insanlık anlayışıma o kadar ters yaklaşımlar ki bunlar… Bu tip insanlıktan nasibini almamış tiplere, “insansı” diyorum ben! Görünümü insan ama ruhu insanlık dışı olan tipler yani!

Benim insanlık anlayışımda; zor durumda olana, düşene bir tekme de benden denmez! Eksiklikleri-farklılıkları ya da özrü olan insanların bu durumları, kesinlikle yüzlerine vurulmaz, hele ki dalga asla geçilmez! Zorda olana imkanlar ölçüsünde el uzatmak, yardım etmek vardır! Olanaklarım el vermiyorsa da, empati kurup, en azından olanağı olanlara bu tip zordaki insanları / canlıları bildirmek vardır!

Pekiii, sizin çevrenizde de “insansı”lar var mı?!