Süt dişleri… Hemen herkesin bildiği… Peki ya, kök hücre içerdiğini de duymuş muydunuz? Çocuklarınızın süt dişlerini sakın atmayın…14.03.2017’de instagramdaki “bebeciiik” sayfamda paylaştığım bu çok önemli konuyu, bir kez de burada gündeme getirmek istedim!
Süt Dişleri ve Kök Hücre…
Neden mi? Anımsayacağınız üzere, 08.10.2018 tarihli “Kök Hücre, Kordon Kanı ve Doğum!” başlıklı yazımda, kordon kanından elde edilecek kök hücrenin önemini paylaşmaya çalışmıştım! Hatta, o yazımda, bu çok mucizevi fırsatı neden değerlendiremediğimi de anlatmıştım!
Doğum anına özel, kordon kanındaki kök hücre avantajını kullanamamak üzmüştü beni! Ama o günün koşulları, bana onu dayatmıştı! Değiştiremeyeceğim şeyleri, kabullenmek en doğrusu olacaktı elbette! Derken, bebek-çocuk gelişimine/sağlığına ilişkin araştırmalar yaparken, “süt dişlerini sakın atmayın” başlıklı bir yazıya rastladım!
Süt dişleri; çok önemliymiş meğer!
Gerçekten de okuduğumda, içim umutla doldu! Hele de, benim gibi göbek kordonu kanından kök hücre fırsatını herhangibir sebeple kaçıranlar için… Başka bir kök hücre kaynağı olan, “süt dişleri” konusuna odaklandım şimdi de…
Süt Dişleri Neden Değerli?
Bu dişler; bilinenin aksine, gerçekten çok değerli… Zira, sağlık açısından stratejik bir öneme sahip! Öyleki, yalnızca dişin sahibini değil, diğer aile üyelerini de fazlasıyla ilgilendiriyor! Çünkü, gelecekteki olası sağlık sorunlarında, tedavi/iyileşme yolunda anahtar rol üstlenebilirler!
Bu arada, ergenler için de yirmi yaş dişlerinden kök hücreler elde edilmesi ve saklanması da benzer öneme sahip… Diş kök hücrelerinin elde edilme şekli, saklanması, diş kök hücre bankacılığı gibi detay bir çok konu var… Elbette, araştırmak ve en uygun seçeneği bulmak, biz anne babalara düşüyor!
Demek ki, “süt dişidir, düşer, yerine yenisi çıkar nasılsa” anlayışı, artık eskilerde kalmalı! Zira, dikkat edilmesi gereken çok önemli bir başka durumla daha karşı karşıyayız! Ne mi? Süt dişlerinin özenle korunması ve çürük olduğunda da, tedavi ettirilmesi…
Süt Dişleri Çürürse, Tedavi Edilmeli mi?
Kızlarım 1 yaş civarında iken, bazı dişlerinin üzerinde, siyahımsı benekler/kahverengi lekeler dikkatimi çekmişti! Hızla, kendi diş doktoruma, çektiğim fotoğrafları gönderip, yorumunu istemiştim! Doktorum da; “demir ilacı boyamış olabilir ya da biberon/emzik de çürük yapmış olabilir” diye yanıt vermişti!
Böylece, diş konusundaki tedirgin ve araştırma-soruşturma dolu günlerim hız kazandı… Aklımda binbir çeşit soru… Ya dişleri çürümeye başladıysa… Ya hemen tedavi gerekirse… Henüz minicik olan bir bebeğin diş tedavisi nasıl yapılabilirdi ki?
Öte yandan, yakın çevremde yapılan, “amaaaannn takıldığın şeye bak, süt dişi bunlar, nasılsa düşecek, yerine yenisi çıkacak, başka derdin yok mu senin?” tarzı yorumlar… İçim hiç rahat değildi tabiii, araştırmaya devam ettim… Yaşlarının küçüklüğü nedeniyle, öncelikle “koruyucu tedavi”ye yoğunlaşmam gerektiğinde ikna oldum…
Sedasyon da Nedir ki?
Her türlü önleme rağmen, 6 – 7 yaşına kadarki dönemde, çürük oluşursa peki? O zaman da, sedasyon ile tedavi gerekecekti! Sedasyon aracılığıyla, çocuğun uyutulması ve diş çürüklerinin dolgu/kanal gibi uygulamalarla giderilmesi hedefleniyordu! Yani, görüştüğümüz çoğu diş doktoru öyle demişti!
Bir başka önemli konu da; çocuğun, diş doktoru ile ilk karşılaşması idi! İleriye dönük diş doktoru korkusu oluşmaması açısından, çok özel bir öneme sahipti bu! Öyleyseeee, “tiiiz pedodontist araştırmaları yoğunluk kazansıııınnnn!” dedim kendi kendime…
İşin açığı, şu uyutma konusu da beni çok tedirgin etmişti! Zira, koruyucu tedavi ile 4 yaşına kadar, dişçi ile tanışma sürecimizi ertelemeyi başarmıştım! Ama artık, kızımın bir dişi apse yapmıştı ve acilen bir çözüm bulmalıydım!
Aksi taktirde, hem ağız içi yapısı hem de genel sağlık durumu açısından sorunlarla karşılaşmamız çok mümkündü! Eee bir de, sağlam süt dişlerine çürük geçişini de önlemek gerekliydi! Yoksa, ileride kök hücresi alınıp da, saklanacak sağlıklı bir süt dişi bile kalmayacaktı!
Benim amacım; canımın parçasını uyutmadan, sabırla, ikna ve oyunla dişlerindeki sorunları çözecek bir pedodontist bulmaktı! Bu yaşlar, çocukların pek de dişçi koltuğunda oturmaya sıcak bakmayacakları bir dönemdi… Herşeyden o kadar çabuk sıkılıyorlar ki… Tabiki, her çocuk farklıdır!
Sonuçta, zor da olsa amacıma ulaştıııımmmm!!! Hedefle, araştır, sorgula ve pes etme…
Vazgeçme ki sonuca ulaşabilesin! Pes etme ki BAŞARI gelsin!
Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için
Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!
Bir şeyler yanlış gitti!