Kök Hücre, Kordon Kanı ve Doğum!

Kök hücre, kordon kanı ve göbek kordonu… Eminim ki, çoğu anne adayı, bebeğinin geleceği için yapabileceklerini düşünürken, rastlamıştır bu terimlere… Kordon kanından elde edilen kök hücre, kritik denilebilecek, bir çok hastalığın tedavisinde kullanılabiliyor! Ne müthiş değil mi?

Bu; belirsizliklerle dolu hayat yolculuğu sırasında, yalnızca bebek değil, anne babası veya kardeşi için de en önemli sağlık güvencesi olabilir! Ben de bu doğrultuda, gebeliğim süresince, epey bir araştırma yaptım!

Korkulan bir çok sağlık sorunu için etkili bir çözüm: kök hücre… Ve bence, bir anne babanın, çocuğuna bırakabileceği en değerli miras… En paha biçilemez yatırım…

Kök hücre, özellikle de göbek kordonu kanında bulunanlar, yalnızca doğum sırasında alınabilir!

Ben de bu bakış açısıyla; aklıma gelen, gücümün yettiği, her türlü ön hazırlığı yapmak istedim cannım kızlarımın geleceği için… Sağlığı için… Gerekirse; sağlıklı olmaları yolunda, çözümler sunabilmek için…

Gerçekten de ana rahmine düştükleri an başlıyor: “anne korumacılığı”, “annelik duyguları”, endişeler, tasalar, herşeyin en iyisini isteme, hatta yapma çabası… Tam da, “analık analık kara yamalık” durumu işte…

Kök Hücre ve Kordon Kanı – En Değerli Miras…

Derken, kuzucuklarımın erken doğumu riskiyle, hastaneye yattım apar topar… Hızla gündeme geldi: “göbek kordonu kanı alınması ve saklanması“… Zaten öncesinde oldukça detay araştırma yapmış ve bu işlemi yapacak firmayı bile belirlemiştim! Bu konudaki düşüncemi ve isteğimi de, doktorumla paylaşmıştım çok öncesinde…

Zira, daha gebeliğimin başlarında, ikiz gebeliklerde genelde erken bir doğumun beklendiğini söylemişti doktorum! Gerçi benim doğumum, epeyyy bir erken oldu:((

Doktorum, bebeklerimin anne rahminde kalması için; koşullar elverdiği ölçüde, en fazla çabayı sarfetti! Çünkü, “anne rahminde geçecek bir günün, kuvözdeki iki güne bedel olduğu”nu vurguladı hep! Hastaneye yattıktan sonra, en fazla beş gün uzatabilmiş olduk, bu çoook kritik öneme sahip süreci!

Zira, kızlarımdan biri, çokktaaannn dışarı çıkma kararı vermişti bile… Hatta, bu kararlılığının altını çizmek için kakasını da yapmıştı içerde?! Üstelikte, ters geliyordu! Veee, artık süreci durdurmak pek de mümkün değildi! Neredeyse, yaklaşık 8 saat doğum sancısı çektikten sonraaaa, sezaryen ameliyatına alındım!

Hayallerim ve Ben…

Oysaki hayallerime göre, ben de çoğu hamile gibi, “lay lay lom” bir modda gidecektim hastaneye… Hiç sancı çekmeden, doğuma alınacaktım! Üstelikte, çok önceden doktoruma söylediğim gibi, “genel anestezi” ile sezaryen doğum yapacaktım!

Oldu mu peki? Olmadı, olamadı… Olan ne miydi? Öncelikle, oldukça erken bir doğum yapacaktım! Hatta, neredeyse sekiz saat çekilen, normal doğum sancısı sonrası epidural sezaryen ile! Çünkü, koşullar bunu dayatmıştı!

Doğum öncesi son konuşmamızda doktorum, “doğum sırasında, benim ve bebeklerimin sağlığı için en doğru kararları vererek, hareket edeceklerini” söyledi bana! En başından itibaren, son derece titizlikle seçtiğim doktoruma ve kararlarına öyle çok güveniyordum ki; olabildiğince içim rahat girdim doğuma…

Doğumdan sonra, öğrendim ki; işler planladığım gibi gitmemişti! Her ne kadar, çok istesem ve hatta firmayı bile belirlemiş olsam da; epeyce erken doğan kuzucuklarımın kordon kanları, “can kanı” olarak kullanılmıştı!

Öyle ya, asıl öncelik, kuzucuklarımın sağlıklı bir biçimde yaşatılmasıydı! Kordon kanı alınması ve saklanması konusu, artık ikinci planda kalmıştı! Ne demişler: “kul kurar, kader gülermiş!”…

Ben gerçekleştirememiş olsam da; diyorum ki, olanağı olan ve koşulları uygun tüm anne adayları bu çoook önemli fırsatı atlamamalı! Zira, kordon kanının saklanması öylesine değerli ve anlamlı ki, mutlaka üzerinde durun derim, naçizane…

Elbette, umarım ki, hiçbir çocuğun sağlığında kök hücre gerektirecek kadar ciddi sorunlar olmasın! Ama “ya olursa” olasılığını da gözden kaçırmamak gerek, öyle değil mi?

Bana göre, bir anne babanın, bebeğinin ya da bebeklerinin geleceği için yapabileceği en paha biçilemez yatırım: “kök hücre” konusu! Çünkü, herşeyin başı sağlık, önce sağlık!