Ateş, hani vücudun savunma mekanizması olan… “Vücudunuza mikroplar girdi, uyanıııınnnn!” diye bangır bangır bağıran… “Hu huuuuu, beni dikkate almak zorundasınız!” diyen… Özellikle anneleri nöbete diken, acil durum çağrısını kastediyorum! Zira, ateş denince benim için, çocukların hasta olduğunun habercisi olanı aklıma geliyor ilk! Adeta derin bir eyvahhh çekiyorum!
Her ne kadar ateşin varlığının, özellikle bağışıklık sisteminin güçlenmesi açısından, aslında çoğu zaman iyi birşey olduğunu okusam da! Hatta en güvendiğim doktorumuz da bunu bana her seferinde tekrarlasa da, ana yüreğim endişe etmeye devam ediyor hep, ateş yükselince!
Hele de o 39 derece yok mu?! Onu gördüğüm an ateş ölçer ekranında, avaz avaz bağırasım geliyor! Devamında gelecekleri tahmin ederek, olacaklardan endişe duyduğum için tabiii!
Biliyorum, “korkunun ecele faydası yok!” Ama gel de anlat bunu ana yüreğime… Ateş girdi mi hanemize, biliyorum ki iki kızımı da esir alacak 🙁 Biliyorum ki, kaprisler-huysuzluklar zirve yapacak 🙁 Biliyorum ki, huylar değişecek, tavizler verilecek 🙁 Bir an önce normale dönülsün diye sabır sabır ya sabır çekilecek!!!
Gerçekten de tam “ahh analık analık, kara yamalık” durumu… Her ilaç vermem gerektiğinde attığım ikna turları, eşimin beni delirten “aman ne uğraşıyosun, mecbur içecek, tutayım kollarını ver işte” yaklaşımı…
Bu yaklaşımı gören kuzucuklarımın çığlık çığlığa ağlamaları… Eş zamanlı olarak, hem çocukları hem de eşimi yatıştırma çabalarım… Çocuklardan daha çocuk tavırlarıyla, beni hop oturtup hop kaldıran eşim… Ah ki ne ahhh 🙁 Tam da “ateş düştüğü yeri yakar!” durumu… İster gerçek anlamıyla alın bu sözü, isterseniz de mecazi…
Ateş mi? Yandım ki Hem de Nasııılll!!!
Değişen sağlık durumuna eşlik eden sorunlu yeme durumları… Onu takiben sekteye uğrayan barsaklar ve sorunları… Zorunlu ateş düşürücü ilaçlar nedeniyle, kızlarımın dibe vuran sabırları…
Herşeye rağmen, türlü çeşit vitamin ve bağışıklık destekleyici ürün verme çabalarım… “Ağrıyan başım”, “yiyemediğim aşım” durumlarım… Tuvalete bile gidemeyecek kadar bloke edilmiş oluşum… Zooor çoook zor gerçekten… En çok da başa üşüşen “ya öyleyseler ya böyleyseler”…
Her hastalık sürecinde, canı gönülden dileğim hep aynı… “Allah’ım kuzucuklarımın sağlık sorunlarını, ağrılarını, ateşlerini bana ver ne olur!” Keşke mümkün olabilseydi! Keşke isteğe bağlı olarak sevdiklerimizin özellikle de sağlık sorunlarını üstlenebilseydik!
Elbette özellikle doğumdan sonraki ilk 6 aylık dönemdeki gibi değilim sonuçta! Artık çok daha deneyimli ve bilgiliyim ateş konusunda! Ama yine de zorlayıcı olmuyor desem yalan olur doğrusu ;(
Hele ki uykuya yenik düşüp, uyuyakaldığım periyotta kızlarımdan birinin ateşini 39’a çıkmış gördümde, beynimden vurulmuşa dönüşümü ömrüm oldukça unutamam sanırım! Nasıl kapıp, kucaklayıp, duşa soktuğumu bir ben bilirim! Eşim de bağırtılarıma uyanmak zorunda kaldı tabii!
Yine o evlere şenlik meşhur yaklaşımıyla hem de ;( “Abartıyosun yine Pelin, sakin ol!” Evet soğukkanlı olmak iyidir! İyidir de, bu kadarı da fazla bence! Şuraya bir kızgın surat emojisi koyabilseydim keşke!
Anne olmakla baba olmak arasındaki fark mıdır? Yoksa, kişilik farkı mıdır? Çelişkideyim doğrusu 😉 Gülerim ağlanacak halime desem belki de daha doğru olur 😉
Uyku ve Ateşli Günler…
Artık ateş dönemlerinde, özellikle de geceleri uykuya yenik düşmemek için alarm kuruyorum ;( Elim sürekli olarak, el ve ayak sıcaklık kontrolünde oluyor bir de! Biliyorsunuz, ateş 38 ila 38,5 üzerine çıkmaya başlayınca, eller ve ayaklar belirgin bir biçimde soğumaya başlıyor!
Hele ki 39 derece veya üzeri bir ateş varsa; eller ve ayaklar buz, gövde kor oluyor adeta 🙁 Her ne kadar ateş ölçerle ateş ölçüyor olsam da, ateşin yalnızca o anını değil, sonraki seyrini de anlamak adına, mutlaka ama mutlaka el ve ayak sıcaklık kontrolü yaparım! Artık resmen refleks hareketler oldu bunlar bende 😉
Bu arada, yaklaşık 1 (bir) hafta önce karşılaştığımız ateş sorunumuzun yanında; bugüne kadarkiler resmen solda sıfır kaldı! Bir geldi ateş, pir geldi 🙁 Her zamanki gibi, açılışı bir kızımla yaptı! Direkt dakikalar içinde 39’u gördük! Ateş düşürücü ilaçlara rağmen, düşmeye başlamayınca; soluğu banyoda aldık! En fazla 10 – 15 dakikalık aralarla 5 – 6 kez ılık duş aldırdık kuzucuğuma! “Ne oluyor yaaaa?!” diye düşünmedim desem yalan olur!
Derken yaklaşık 8 – 10 saat sonra da diğer kızım da başladı ateş yükselmesi… İlk hastalanan kızıma çok duş aldırdık diye düşünürken, sonradan hastalanan kızıma 15 – 20 kez duş aldırmak durumunda kaldık 🙁 Tam “beterin beteri var!” durumu 🙁
Nereden Geldi Bu Virüüsss?!
Nerden mi kaptılar bu virüsü?! İlk aklımıza gelen, dışarı çıktıklarında… Hava yoluyla ya da kirli eller aracılığıyla bulaşırmış çoğunlukla! Gerçi ben sürekli ıslak mendillerle peşlerinde dolanıp, ellerini sıklıkla silerim hep… Ama demek ki ya yetmemiş ellerini silmem ya havadan nefes yoluyla bulaşmış… Ya daaaa dışardan evimize gelen birisi getirmiş 🙁
Dışardan gelen birisi derken, bu kişi; evde yaşayan anne/baba olabileceği gibi, eve gelen bir misafir de olabilir! Bu birisinin hapşırığı da sebep olmuş olabilir bu virüsün bulaşmasına… Dışarıdan gelir gelmez, özellikle de ellerini yıkamadan kuzucuklarıma sarılmış olması da olabilir bu virüsün bulaşmasına!
Demek ki neymiiiiş?!? Eller sık ve sürekli yıkanmalı, hijyen kurallarına çok dikkat edilmeli, gerekirse hasta olan kişi evde maske ile dolaşmalıymış! Aksi halde, sonuçları çok daha zorlayıcı olabiliyormuş çünkü… Aynen yaklaşık 1 (bir) hafta önce, tam da bizim yaşadığımız gibi…
“Eeee peki ne yapıcaz, nasıl koruyacağız çocuklarımızı bu virüslerden?!” diye düşünen annelere önerim; “çocukların bağışıklık sistemlerini güçlendirmek” olacak… Bunun için de, balık yağı içeren multi vitamin, keçiboynuzu pekmezi, karadut şurubu gibi destekleyiciler verebilirsiniz!
Amaaaa çocuğunuzun yaşına ve vücut yapısına/bünyesine en uygun olan gıda takviyelerini seçmeye çok özen gösterin mutlaka! Ayrıca, çocuk doktorunuza danışarak; bağışıklık güçlendirici bitkisel ürünler de verebilirsiniz! Özellikle de, hasta olacaklarının işaretlerini görebildiğiniz dönemlerde ya da hastalık başlar başlamaz…
Sağlıklı, temiz havalı, az ateşli, çok yeşilli, bol güneşli veee keyifli günler olsuuunnn…
Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için
Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!
Bir şeyler yanlış gitti!