Okul zili çaldı! Bu kez, bizim için de üstelik 😉 Prematüre İkiz Kızlarım büyüdü ve anasınıfına başlayacakları gün geldi çattı! Evet evet, benim cannımmm kuzucuklarım, 05.09.2019 Perşembe günü, okula ilk adımlarını attı!
“Onlar mı daha heyecanlıydı, ben mi?” diye düşündüm de; bana göre ben, kuzucuklarıma göre de hiç şüphe yok ki onlar çok heyecanlıydı!
Çok haklıydık hepimizde! Hayatlarımızın önemli bir dönemecine daha giriyorduk çünkü! Daha kurallı, daha disiplinli, daha kalabalık, daha yoğun, daha karmaşık, bazen çapraşık ama hep daha bir döneme…
Daha ilk günden, özgürleşme yolunda adımların atıldığı bir dönem… Öte yandan da çoğu çocuğun, anne babaları tarafından “yarış atı” muamelesi görmeye başladığı bir dönem 🙁
Madalyonun iki yüzü işte ve hayatın ta kendisi! O kadar ince bir çizgi var ki, çocuklarımız için en iyisini isterken yaptığımız seçimler arasında! Çoğu anne baba, bunun ayrımında bile değil ne yazık ki 🙁 Empati duygusu o kadar eksik ki çoğumuzda, hatta hiç yok neredeyse 🙁 Sanki, tüm anne babalar, anne baba olarak dünyaya gelmiş! Daha önce hiç çocuk olmamış!
Okulun ilk gününden paylaşımlarda bulunmak istiyorum sizlerle, bu ince çizgi konusuna açıklık getirebilmek için! Tarih, 05.09.2019 Perşembe günü! Yani, ana sınıfına başlayan kızlarımla birlikte, yeni arkadaşlarının da okula adım attıkları ilk gün!
Okul mu? Kimler için?
Türlü çeşit çocuk ve türlü çeşit anne baba vardı o gün okul bahçesinde! Ben dahil, hemen hepsinin de yüzünde heyecan – endişe- mutluluk – hüzün karmaşası vardı! Öyle ya, türlü zorluklarla büyütülen ve gözümüzün önünden, dizimizin dibinden ayırmamaya özen gösterdiğimiz, “can pare”lerimizin, kendi başlarına ayaklarının üzerinde durabilme sürecine başladıkları gün, bugün!
Görünenin arkasında görünmeyen ama saatler ilerledikçe ortaya çıkan gerçek şuydu ki: aslında önce anne babaların, “anne baba okulu”na gitmesi gerek! Öyle uç anne baba modelleri var ki! Elbette, bana göre, benim bakış açıma göre…
“Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim! Öyle anne babalar gördüm ki; o gün okulun ilk günü olmasına ve öğretmenin de “aman lütfen okul bahçesinden ayrılmayın, çocuğunuzun ilk günlerde her an size ihtiyacı olabilir!” uyarısına rağmen; çocuğunu sınıfına bırakıp, koşar adımlarla okuldan uzaklaşan…
Öyle anne babalar gördüm ki, öğretmenle pazarlığa giren “ama benim toplantılarım var, bugün bile zor izin aldım işten, öyle her gün gelemem ben” diyen… Eee peki de, öğretmen ne yapsın?
Öyle Anne Babalar Gördüm ki?!
Öyle anne babalar gördüm ki, çocuğunun okula adımını attığı ilk dakikalar bile dolmadan; “etüt kapsamında hangi dersler olacak?” diye hem öğretmeni hem de diğer velileri sık boğaz eden… Hatta “aramızda imza toplayalım da, İngilizce dersi daha yoğun olsun!” ısrarında bulunan…
Bu arada, bizim okulumuzun, anasınıfları için rutin öğretim saatleri 09:00 – 14:00 aslında! Ama isteyen anne babalar, belirlenen ücretler karşılığında; her gün 2 saat de etüde gönderebilecek çocuğunu! Çoğunlukla da; drama, ingilizce, akıl oyunu, dans ve/veya jimnastik gibi aktivitelerden ikisi ya da üçü, etüt kapsamına alınıyormuş!
Öyle anne babalar gördüm ki; henüz içeri girdiği sınıfında çığlık kıyamet ağlamaya başladığı için, sakinleşsin diye öğretmeni tarafından annesinin / babasının yanına çıkarılan o minik yüreği; azarlayıp, adeta sırtından iterek sınıftan içeri sokmaya çalışan…
Ve altını çizmek isterim ki, bu çocukların yaşları yoğunluklu olarak, yalnızca ve yalnızca 5 – 6 yaş aralığında…
Hele bir anne ile sohbet ederken, beni dehşete sürükleyen bambaşka bir hikayeyle karşılaştım! Çocuğu aslında ilkokul 1.sınıfa başlayabilecek yaşta iken; babasının çocuğa “bundan sonra artık oyuncakla oynamak yok, artık sen okula başlıyosun ve artık yalnızca derslerin olacak!” demesi üzerine; çocuk göz yaşlarına boğuluyor 🙁
Ve durum öyle bir noktaya geliyor ki; dilekçe vererek, çocuğu anasınıfına kayıt ettiriyorlar! En acısı da, bu babanın; oldukça iyi bir üniversiteden mezun ve kabul gören bir mesleğe sahip olması! Ama işte, “tahsil cehaleti gideriyor yalnızca, eşeklik baki kalıyor!” 🙁
Farklı Anne Babalar, Farklı Anlayışlar!
Farklı anne babaların, farklı anlayışları ile yetiştirilmiş ve “okul”un sanki bir ceza yeri gibi gösterildiği çocuklar da vardı o gün okul bahçesinde; “okul”un kendi için bir ödül olduğu duygusu verilmiş olan çocuklar da… Sizce hangi grup çocuk, okulu severek gelir ve daha kolay adapte olur sürece?!
Sizleri bilemiyorum tabii ama ben en başından itibaren, çocuklarımla her konuda hep konuşarak, nedenini niçinini anlatarak; ikna ağırlıklı bir diyalog içinde olmayı seçtim! Ve seçimim halen de, ikna ederek devam etmek yönünde tüm yolculuklarıma! Evet bu, hem zor olanı hem de yoğun emek isteyeniydi! Ama inandım ve inanıyorum ki; doğru ve kalıcı olan tam da bu!
Evet, hayat zorlu ve sürekli bir yolculuk hali… Ve evet, hayatta kolaylıklardan çok zorluklar var… Ama önemli olan vazgeçmeden, pes etmeden yola devam etmek!
Sağlıklı, keyifli, hayırlı ve uğurlu bir eğitim – öğretim yılı olsun, tüm çocuklar için!!!
Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için
Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!
Bir şeyler yanlış gitti!