Çocukluk Yıllarım ve Çürük Elmalar!

Çocukluk yılları ve o dönem iz bırakanlar, hiç unutulmuyor! Hatta, bırakın unutmayı, etkisi ve yansımaları ömür boyu sürüyor! Nasıl mı bu kadar net konuşabiliyorum?! Kendi çocukluk yıllarımdaki deneyimlerime dayanarak elbette!

Eeee eveeet, ben de çocuktum bir zamanlar;))) Prematüre İkiz Bebek Annesi de çocuktu yıllarrr önce… Yaşadıkça gördüm ve görüyorum ki, çocukluk döneminde yaşananlar ve hatta çocukluğun nasıl geçirildiği, neler yaşandığı gerçekten de çok önemli!

Sanki, binanın temelini atarken, kullanılan malzeme kalitesi ve içeriği gibi adeta! Eğer eksik ve/veya kalitesiz kötü malzeme kullanılmışsa, bina, en ufak depremde yıkılmasa bile ciddi zarar görebiliyor! Buna karşılık, sağlam temeli olan bir bina ise, en şiddetli depremlerde/darbelerde bile yıkılmıyor! Dimdik ayakta kalıyor…

Dönüp dolaşıp aynı noktayı gösteriyor bütün oklar! Aile… Aile içinde yaşananlar, öğrenilenler, öğretilenler… Doğru veya yanlış rol model olan, anne babalar… Ve doğurmakla anne baba olunamadığı/olunamayacağı gerçeği… Anne baba olmak için yoğun emek gerektiği gerçeği…

Elbette anne babamız bizleri ne kadar iyi ve sağlam yetiştirse de, “çürük elma”lar hep var şu hayatta! Hep de olacak… Veee, ama hayat yolunun başında ama ortasında, illa ki bir yerlerde ve zamanın bir diliminde, payımıza düşecek bir “çürük elma”!

Zira, 4-5 yaşlarında idim sanırım! Yakın akrabalarımızdan biri, bir bayram ziyareti sırasında; “baban yoldan geçen arabanın altında kaldı, öldü!” gibi bir laf ediverdi! Amacı neydi, aklısıra şaka mı yaptı?! bilemiyorum…

Şimdi düşünüyorum da, aslında o “akraba” değil, resmen bir “akbaba” imiş! Elbette burada “tüm canlılar eşittir” düşüncem gereği; bu benzetme nedeniyle, hayvan neslinden olan akbabalardan tüm içtenliğimle özür dilerim! Anlatmak istediğim, tam olarak akbaba gibi davranan insan görünümlüler! Hani şu, başkalarının mutsuzluğundan mutluluk çıkartan hasta ruhlular…

Çocukluk ve Çürük Elmalar!?!

Ama bugün halen çok net hatırladığım; o gün ve sonrasında uzunca bir süre, annemle babamdan gizli gizli, kenara çekilip çekilip, hüngür hüngür ağladığımdı! Beni o kadar ağlatan; o an olmasa da, o olasılıkla daha minicikken yüzleştirilmiş olmamdı! Hatta, ağlarken neden gizlendiğimi de anımsıyorum: “annemle babam üzülsün istemiyordum çünkü!”

Düşünsenize, “ölüm nedir”i tam olarak bilmese de; “bulunulan yerden, geri dönmemek üzere gidilmesi” olarak anlamlandıran bir küçüğün yani benim yaşadığım tarifsiz acıyı! İşte bu acımasız cümleyi kuran kişi, tam bir “çürük elma” örneği…

Çocukluk yıllarımdan bana kalanlar...
Çocukluk yıllarımdan, bende en çok iz bırakanlar; o “çürük elmalar”!

Ve şu hayatta, en sevmediğim insan tiplerinden biridir, “küçük insanlar” yani “çürük elma”lar! Tıpkı, “küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışırlar” sözünde olduğu gibi…

Sonrasında, yıllar geçti… Yaşım ilerledi… Ama “çürük elma”ların varlığı değil bitmek, her alanda artarak devam etti! Hayatımdaki bir diğer “çürük elma” da; ortaokul 1.sınıfta iken, “Ev Ekonomisi” adlı dersimize gelen öğretmenimdi!

Öğretmenlik gibi ulvi bir meslekte de var bu “çürük elma”lardan ne yazık ki… Çünkü, “çürük elma”lar; meslek-ortam-konum-eğitim-lokasyon ayırmaz! Öğretmenlik ki; kökü öğretmek olan, önderlik, rehberlik içeren ve her meslek grubuna uygun insanlar yetiştirmeyi hedefleyen en temel meslek dalı!

“Ev ekonomisi” de, yalnızca kız öğrencileri kapsayan ve aile bütçesine katkı amaçlı el/ev işlerini öğretmeyi amaçlayan bir dersti! Bize böyle anlatılmıştı! Ders kapsamında; dikiş dikmek, atkı-bere-eldiven vb örmek, ilik açmak gibi el yatkınlığını geliştirmeye yönelik, hayatın içinden pratik uygulamalar vardı!

Bir gün derste, öğretmen elimize birer bez parçası ve iğne-iplik tutuşturarak; hemen orada ve o anda, teyel atmamızı, ilik açmamızı ve düğme dikmemizi beklediğini söyledi! Sınıfa derin bir sessizlik, endişe ve hatta panik duyguları hakim oldu anında…

Çocukluk İşte!?!

Çoğumuz, bulunduğumuz yaş itibariyle eline hiç iğne-iplik almamış, 10-12 yaş dönemi çocuklarıydık! Eee tabi, doğal olarak da; teyel atmak, ilik açmak gibi deneyimlerimiz hiç olmamıştı… Öğretmen eline aldığı bir bez parçası üzerinde, hızla yaptığı bu işlemlerin aynısını, bizim de aynen ve de anında yapmamızı bekliyordu! Alnımızdan ter aka aka, yapmak için en fazla gayreti gösteriyorduk hepimiz!

Sonrasında, tek tek yanımıza gelen öğretmenimiz; yapmaya çalıştıklarımıza bir göz attı hızlıca! Çoğumuzun ellerine, eliyle oldukça sert bir biçimde vurarak, “beceriksiz” dediğini hatırlıyorum halen… Ne kadar da şaşırmış, kırılmış ve üzülmüştüm o an!

Oysaki, o yaş çocuğundan beklenmekte olan performans; bugünki aklımla bile gerçek dışı bence! Zira, haklı olarak çoğu anne babanın, güvenlik nedeniyle çocuğunun eline vermediği bir ekipmandır/malzemedir iğne-iplik! Hele ki, aşina olmadığı bu malzemeleri kullanamadığı için; çocuğu aşağılamak, azarlamak ve hatta ellerine vurmak! Kesinlikle kabul edilemez bir davranış… İşte mesleği “öğretmenlik” olsa da, insanlıktan nasibini almamış bir “çürük elma” daha… Tıpkı, “ben sana padişah olamazsın demedim, adam olamazsın dedim” hikayesinde olduğu gibi!

Elbette, pozitif bir bakış açısıyla, daha o günlerden bu günlere hazırlamaya başlamıştı hayat bizi! Olası tüm zorluklara karşı… Ama yine de o günleri anımsadığımda, içim cıııızzz ediveriyor! O günlerden bana kalansa, dikiş dikmeyi, hatta iğne-iplikle, örgü şişiyle, tığla icra edilen hiçbir el işini sevmemek…

Sizin de var mı böyle, çocukluğunuzdan size kalan ve olumsuz iz bırakan anılarınız?

Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için

Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!

Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!

Bir şeyler yanlış gitti!

Yorum Yapınız

Intellifluence Trusted Blogger Intellifluence Trusted Blogger

Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için

Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!

Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!

Bir şeyler yanlış gitti!