Zorluklar ve Hayat!

Zorluklar… Zorluklar denince ne gelir aklınıza?! Hayatın taa kendisi gelir benim aklıma… Hayat denen yolculuk; inişli-çıkışlı, güneşli-bulutlu ama mutlaka farklı zorluklar ile dolu değil midir aslında?! Zorluk yaşamayan bir insan olduğuna inanamam doğrusu! Elbette, yaşananları zorluk olarak değerlendirip değerlendirmek, kişiden kişiye değişir! Çünkü, bakış açıları ve algılar değişir!!!

Yıllar önce röportajını dinlediğim bir psikiyatrın söyledikleri geldi şimdi aklıma! Demişti ki: “İnsan vardır, ilk kez iğne olur, depresyona girer! İnsan vardır, kanserle savaşıyordur ama değil depresyona girmek, mücadeleci yapısıyla, son derece sağlam bir şekilde ayaktadır ve hayatına devam eder!” O kadar doğru bir tespit ki bu… Durum aynen böyle işte! Tamamen, kişinin hayata bakış açısı, değerlendirmesi ve algısına bağlı herşey…

Bir şeyleri zorlaştıran, zorluk diye niteleyen çoğu zaman bizleriz aslında! Demek ki neyi nasıl algıladığımız çoook önemli… Zorlukların kökeninde; çoğunlukla, kafamızda yarattığımız ya da çocukluktan süregelen korkular, endişeler, sağlıksız/doğru olmayan eğreti bilgiler var! Hani şu kulaktan dolma dediğimiz, aslı astarı olmayan bilgiler var ya; en tehlikelisi de onlar bence!

Normalden uzun süreli ya da fazla şiddetli başımız/dişimiz ağrıdığında, çoğumuz soluğu doktorda alıyorken; psikolojik/ruhsal sıkıntılarımız olduğunda ise, doktora gitmemek için her türlü yolu deneriz mesela! Ne yaman çelişki değil mi? Hatta öyle ki, en çok göz ardı edilmeye çalışılan alanlardan biri olduğundan olsa gerek; psikolog ve psikiyatr/psikiyatrist arasındaki farklar bile pek bilinmez! Üzerine kafa bile yorulmaz çünkü 🙁

Oysaki, her iki durumda da bir yerlerimiz ağrıyor… Birinde başımız, diğerinde ruhumuz… Ama “mahalle baskısı”ndan mıdır, eğreti bilgilenmeden dolayı mıdır bilinmez; “ruh doktoru” diye de tabir edilen psikiyatrlara gitmekten köşe bucak kaçılır!

Rutin tepki ise, “ben deli miyim canım, ne psikiyatrı?!” olur çoğunlukla! Oysaki, “deli olduğunun ayrımında olan hiçbir deli olmadığını” da yine bir psikiyatristten duymuştum direkt! Hatta tam olarak şöyle demişti: “hiçbir deli yoktur ki, ben deli miyim diye sorabilsin!”

Zorluklar Algılara Göre Değişir mi?

İşin en ilginç tarafı; meslek sahibi, yüksek öğrenim görmüş ve hatta çok kitap okuduğunu bildiğim insanlarda bile bu rutin tepkiyi gördüm ben! Demek ki; okumak, çok okumak bile çoğu zaman çözüm olmaz, olamaz sorunlarımızı aşmakta!

Neden mi? Çünkü, okuduklarımızı özümsemeyiz çoğu zaman, hayata geçiremeyiz bir türlü! Yalnızca, o kitapta sıradışı birkaç satır ya da paragraf olarak kalıverir okunanlar! Oysaki, hayata geçiremedikten sonra; odalar dolusu kitap okunsa ne yazar?! Demek ki, bakıp da görmemek gibi, okuyup da anlamamak / anlamlandıramamak / içselleştirememek de çok hayati bir rol oynuyor!

Ben çok insan gördüm; ünvanı olan, çok kitap okuyan ama hayatında fark yaratamayan… Okuduğu kitaplara baktığımda, ne kadar da dolu bu insan dediklerim; hayatlarına daha yakından bakabildiğimde, gördüm ki değişen hiçbir şey yok hayatlarında!? Demek ki aslolan okunan kitap sayısı değil, okunanın anlaşılması, hayata aktarılabilmesi

Zorluklar karşısında tavrımız ne kadar belirleyicidir sizce?! Tavırdan öte bakış açısı çok önemlidir bence! Tavır, sonra gelir! Doğru bakış açısı ise, bir çok farklı unsurun doğru harmanlanması ile elde edilebilir ancak! Algı gibi, bilgi gibi, deneyim gibi, niyet gibi, hedef gibi…

Çok severim şu sözü: “Hayat bazen zorlaşır, birlikte kolaylaşır!” Sanırım, bir reklam sloganıydı bu söz… Öylesine anlamlı ve doğru ki! Gerçekten de zorluklar, birlikte çok daha kolay ve çabuk aşılıyor! Sorun ne olursa olsun… Paylaşıldıkça azalıyor, hafifliyor sorunlar, dertler… Yeter ki, ön yargılar değil, ön sevgiler olsunnn!!!

Bu da demek oluyor ki, sorunumuz olduğunda ya da bir şeylerin bizim açımızdan yolunda gitmediğini düşündüğümüzde; güvendiğimiz, inandığımız birilerinden destek almayı düşünmeliyiz! Hem de mutlaka…

Eğer bu da çözüm olmuyor, yeterli gelmiyorsa; kendimizi halen iyi hissetmiyorsak da, pes etmek yok, vazgeçmek yok yine de! Sonraki adımınız, konunun uzmanı olan birisine başvurmak olmalı! Hem de hiç tereddüt etmeden…

Her Gecenin Bir Sabahı Vardır!!!

Gözünüzü kapatıp, açtığınızda yaşamakta olduğunuz zor günlerin, zorlukların geçmesini dilediğiniz an’larınız oldu mu peki hiç? Ya da “keşke sihirli bir değnek olsa da, her şey bir anda düzelse” dediğiniz? Benim oldu! Hem de neredeyse her alanda… İş, özel, sağlık, para… Ama en çok da kuvöz günleri zorladı beni 🙁

Ve her yeni zorlukta, daha bir dayanıklı ve sabırlı olmaya başladım! Önceki zorluklarımı aşmış olmanın verdiği “her şeyin öyle ya da böyle geçeceği” deneyimi sayesinde… Elbette sonuca olumlu yönde etki etmek istiyorsam, sabırla çabalamam gerektiğini de öğrendim! Peşin peşin üzülmemeyi, can sıkmamayı öğrendim! Değiştiremeyeceğim şeyleri, kabul etmeyi öğrendim! Ne kadar az beklenti o kadar az hayalkırıklığı demekmiş, öğrendim!

Veee tüm bu yaşanmışlıklarım sonucunda çok net diyebilirim ki, en çaresiz bırakan zorluk; sağlık sorunuymuş… Onu da deneyimledim ve öğrendim!

Herşeyin başı sağlık gerçekten de! Sağlık varsa, geri kalan herşey bir şekilde halledilebilir! Ama sağlık olmadığında, hele ki para olsa bile aşılamayacak bir sorunsa bu; geri kalan her şey anlamını yitirmiyor mu sizce de?

Engelli Koşu…

Evet, hayat başlı başına bir engelli koşu aslındaSınırlı süreli hayat yolculuğunda, yaşadıkça türlü çeşit problemlerle karşılaşıyoruz! Karşılaşmayan da yok bence! Tıpkı Mevlana’nın da şu sözünde olduğu gibi: “Kim diyorsa ki, benim herşeyim “tam”dır! Bilin ki, o kişi gerçekten “ham”dır!”

O halde, problemlerin bitmesini beklemek gerçek dışı olur! Onun yerine, her bir problemi/zorluğu çözdüğümüzde, tıpkı bilgisayar oyunlarındaki “level”ları atlamak gibi düşünmek, çok daha gerçekçi ve hatta motive edici olmaz mı? Sıradaki gelsin diyip, çözüm odaklı yaklaşmalı bence! Her gecenin bir sabahı olduğu unutulmamalı 😉

Bana göre, problemlerin bittiği gün, zaten öldüğümüz gündür artık! Yaşadıkça, problemler hep olacaktır! Yalnızca, şekli ve derecesi değiştirecektir zorlukların o kadar! Ama bu demek değil ki, moralimizi bozacağız?! Zaten okul yıllarından da alışık değil miyiz sınavlara? 😉

Pozitif bir bakış açısı, çözüm odaklı yaklaşım ve kararlı – istikrarlı bir duruşla; çoğu zaman aşılır zorluklar! Eee tabiii, sabır da olmazsa olmazlardan bu noktada 😉

Zorluklardan değil, umudunuzu kaybetmekten korkun! Unutmayın; yaşadıkça umut hep vardır ve olmalı 😉

Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için

Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!

Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!

Bir şeyler yanlış gitti!

Yorum Yapınız

Intellifluence Trusted Blogger Intellifluence Trusted Blogger

Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için

Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!

Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!

Bir şeyler yanlış gitti!