Dil denince, ne geldi aklınıza ilk? Ne çok seviyorum değil mi sözcükleri ve anlamlarını / düşündürdüklerini / kullanıldıkları yerleri irdelemeyi 😉 Ağzımızın içindeki tat almaya da yarayan organ olan dil mi? Konuştuğumuz lisan olan dil mi? Vücut dili mi? Dil peyniri mi? Dil balığı mı? Yoksaaaa dilimlemek fiilinin yanlış kullanılan emir kipi, “dil” mi? Hangisi?! Pekiii, ipucu vereyim o zaman! En sevdiğim sözlerden bazılarını sıralıyorum şimdi 😉
*** Dilim, seni dilim dilim dileyim!
***El yarası geçer, dil yarası geçmez!
***Bülbülün çektiği dili belası!
***Tatlı dil, yılanı bile deliğinden çıkarır!
***Buğday ekmeğin yoksa, buğday dilin de mi yok?!
Eveeettt, bu sözlerin hepsinin ortak paydası, benim odak noktam! Yani, konuştuğumuz lisan olan… İnsan ilişkilerinde olmazsa olmazlardan… Söyleniş ve kullanılışına göre, sempatik ya da antipatik olabilen… Öyle ya, “akım demek isterken, b.kum” diyen çok insan biliyorum ben! Dilini doğru kullanamadığı için itici bulunan bir çok insan…
Zira, dil ve üslup ayrılmaz ikili bence! Kaliteli bir iletişimin de temeli! Sizi bilmem ama beni dili kullanma şekli olumlu ya da olumsuz yönde çok etkiler! Konuştuğum insana olan bakış açımı, o insanla ilgili hislerimi, düşüncelerimi ve hatta davranışlarımı bile etkiler!!!
Elbette, niyeti iyi olmasına rağmen, dili doğru kullanamayan, üslubu yanlış, hatta kötü insanlar da yok mu? Olmaz mıııı? Hem de çok! Ama biraz özen diyorum…
Nasıl ki dondurmayı sıcakta bırakır ve zamanında yemezseniz; erir! Nasıl ki çiçekleri ihtiyaçları olduğunda sulamaz ve toprağını havalandırmazsanız, ölür! Nasıl ki önünüze, bastığınız yere dikkat etmeden yürürseniz, tökezler hatta düşersiniz! Tüm bu durumlarda, ana tema “özen” ise; işte dil de, en az bunlar kadar dikkat ve özen isteyen bir olgu! Aksi taktirde, açık sözlüyüm, dobrayım derken; bir bakmışsınız ki karşınızdaki insanların gözünde “patavatsız” oluvermişsiniz!
Dil de Özen İster!!!
Unutmayalım ki, anlattığımızı düşündüklerimiz, karşı tarafın anladığı kadardır! Dolayısıyla, burada devreye giren algı ve empati yönetimini de çok doğru yapabiliyor olmamız gerek! Öyle çok da hafife alınacak bir durum değil, iletişim konusu sonuçta!
Yıllar önce üniversite sınavlarına hazırlandığım dönemde, o zamanların favorisi olan yabancı dille öğrenime sahip üniversiteler çok gözde idi! Elbette, evrensel anlamda çok daha kişiyle iletişimde olabilmek ve çok daha fazla yayını anlayabilmek için özellikle de “İngilizce” öğrenim çok önemliydi! Halen de öyle!
Ancak üniversite sınavları sonrası, hedefim olan İTÜ Elektrik Mühendisliği’ne başladığımda; bir öğretim üyesinin açıklaması bugün bile kulaklarımda halen! Ne mi demişti?! “Bir insan, mesleğini en iyi şekilde ve en ince ayrıntısına kadar, ancak ve ancak kendi ana dilinde öğrenebilir! O yüzden de, İTÜ’de öğrenim dili, Türkçe’dir!” Taa o zaman, hayran kalmıştım bu açıklamaya! “İşte bu” dediğimi anımsıyorum…
Onca yıldan sonra, bugün bile bu açıklamanın doğruluğunun altına imzamı atarım! Yanlış anlaşılma olmasın, bu, yabancı dil öğrenme / bilme karşıtlığı değil kesinlikle! Elbette, yabancı dilin, hele ki İngilizce’nin öğrenilmesi çok ama çok önemli! Ve öğrenilmeli de… Ama ayrıca, ana dile ek olarak!
Aslolan hayatın önemli bir bölümünde icra edilecek mesleğin, hakkıyla öğrenilmesidir bence! Özellikle de teknik terimlerin ağırlıklı olduğu mühendislik gibi dallarda, okunulan üniversitenin yabancıl dil esaslı olması; yabancı dilin layıkıyla öğrenilip, kullanılabileceği anlamına da gelmiyor zaten 😉
İletişim Kalitesi Denince…
Çünkü ana dile ek olarak, bir başka yabancı dili öğrenmek, doğru şekilde telaffuz edebilmek, hatta doğru aksanı kullanabilmek, biraz da yetenek işi bence! Tıpkı resim, müzik, dans vb. gibi…
Ama kullanılan lisan her ne olursa olsun; ses tonu, söylem tarzı, vurgulama, seçilen sözcüklerin niteliği, cümlelerin uzunluğu – kısalığı gibi dilin parçaları, son derece belirleyicidir iletişimin kalitesinde… Yani, bu ne demek?! Toplamda bakıldığında, dilin doğru kullanımı; dilin parçalarının doğru ve yerli yerinde kullanımından başka bir şey değildir aslında!
Özetle, övgüyü söyleyen dil ile yergiyi söyleyen dil; aynı dil aslında! Tek fark, niyet ve niyetin dillendirilme biçimi!
Kaktüs dilli değil de, tatlı dilli insanlarla karşılaşmamız dileğiyle 😉
Bilgi, GÜÇtür! Güçlü olmak için, okuyun ve FARKINDA olun!
Yeni Paylaşımlarımı; Gelen Kutunuzda Görmek için
Paylaşımlar listemize abone olmak için, Şimdi Kayıt Ol butonuna tıkladıktan sonra, lütfen posta kutunuzu kontrol ediniz ve gelen onay linkine tıklayarak, aboneliğinizi başlatmayı unutmayınız! Spam, junk veya istenmeyen posta bölümlerinizi de mutlaka kontrol ediniz!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz!
Bir şeyler yanlış gitti!